Ayrılık ne zor gelir o an,terk etmek yada terk edilmek bunun bir önemi var mıdır?Bunu bilemeyiz bu değişebilir bazen terk etmek çok kolaydır eğer işin içinde duygular yoksa bu kolay bir durum olabilir.O zaman acı vermez.Ayrılık dediğimiz şey kişinin tek başına var olabileceğini kendi kendine kanıtlama şansı. "hayatının tek sahibi yine kendinsin" lafının tekrar hatırlanmasını, hatta tekrar öğrenilmesini sağlayan acı. ilk evrelerinde nefeslerin sıkıştığı, her şeyin insana flashback yaşattığı, zamanla hafifleyen, bazılarında izsiz geçip giden, bazılarında ise yağmurlu havalarda sızlayan bir yara bırakan duygu sağanağı. Sevgili edinildiğinde 2000 yıl durmadan çalışabilecek atom enerjisi destekli saat almadığımız bilinmeli.Bir yandan yalnız kalmak istediğiniz, diğer kişilerin size bayici geldiği ama öte yandan da yalnızlığınızın size işkence ettiği hayatin en büyük çelişkilerin den birisini yaratan acı olay.
Neden bir şeyleri bitirmek zorundayız yada neden karşı taraf bitirmek de ısrarlı dır.Bu çok acı duyguyu yaşamak zorunda mıyız ?Sabah uyandığımızda telefona gider elimiz acaba mesaj yada cevapsız çağrı var mı diye?Çalan her şarkıda onu hatırlarız birlik de gittiğimiz mekanlara gideriz hatta ısrarla hatırlatacak şeyler yaparız birlik de dinlenilen müzikler filmler mekanlar ısrar ederiz unutmamak için direniriz.Acıyı içimizde yaşarız ve bu acı bizi mutlu eder aslında ölen birisinin ardından yas tutmak gibi bir şey bu .Her sabah bir umutla uyanmak ilk zamanlar arayacak özür dileyecek diye beklemek sonraları bu duruma alışıp aman aramazsa aramasın demek ben onsuzda mutluyum demek.İnsanda duygu durum bozukluğu yaratan şey ayrılık.Bedenimizi terk etse de sevgili,ruhumuzda izi kalır.
Çok eski bir notumdan da hatırlayacağınız üzere ‘’Yaşanmışlıklar değil yaşanmamışlıklar bize acı veren’’.Gidemediğimiz uzak yollar,yüzemediğimiz denizler,düşleyip gerçekleştiremediğimiz hayaller.Nasılda deli gibi çarpan bu kalp sönüp gidebilir,nasıl avuçlarımızdan kayıp gider hani hep derim ya hayattan çaldığımız küçük mutlu anlar nasıl sığdıramayız sevgiliyi o küçük mutlu zamanlarımıza hep dar zamanlarda yaşarız anlayamayız geçmiş aşklarımızı.Tadı damağımızda kalan küçük bir kek gibi.Çoğu zaman boğazımız düğüm düğüm olur hatıraların anısı ile.Her ne kadar yaksak da tüm fotoğrafları temizlesek ona ait olan onu hatırlatan nesneleri bir kere ruhumuzda izi kalmıştır.Gitmez bir yere.Hele birde hazırlıksız yakalandıysak iş de en kötüsü de budur.
Sonuç olarak giden gitmiştir ama muhakkak bir iz bırakmıştır bu yazdığım duyguların hepsini yaşarız ama gün gelir her şey anlamını yitirir gözümüzde.O çok değerli vazgeçilmez sandıklarımızda bir anlam ifade etmez sadece hatırlamak istediklerimizi hatırlarız geçmiş den.Ama çok isterdim bir delete tuşumuz olsa ve bu durumlarda basıversek geçmişe ait her şeyi silsek hatta sift delete yapsak tekrar flash back yapmamak adına ne güzel olurdu )
Ben bu gece flashback yaptım sadece bu hikayeyi yazabilmek adına sanıyorum yazdım ve bitti umarım silmeden içimden geldiği gibi noktalama ve imla hatalarıyla dolu bu yazımı keyifle okursunuz.
Büyük acılar çekmemeniz ve hafızanızda hatırladıkça sizi mutlu eden mutlu hatıralara sahip olmanız dileklerimle..
Selma Nigar BAŞTÜRK.
http://www.youtube.com/watch?v=nOPFueBK59c ( bu parça eşliğinde okunması önerilir)
skip to main |
skip to sidebar
yazılarım ve fotoğraflarımla görüşmek dileklerimle
Pages
Selma Nigar Basturk

yazılarım ve fotoğraflarımla görüşmek dileklerimle
Selma Nigar BAŞTÜRK 1983 Yılında Kütahya Tavşanlı da doğdu .2007 Yılında Mersin fotoğraf derneğine üye olarak kendini fotoğraf alanında geliştirdi ödüller ve sergilemeler aldı,Sergiler açtı.2000 yılından bu yana bir çok sektörde çalıştı .İlk Okul yıllarından bu yana yazdığı günlükler sayesinde kaleminide geliştirerek kendi çapında küçük düz yazılar yazmaya başladı, ilişkiler üzerine yazmayı seviyor.
0 yorum:
Yorum Gönder