Pages

Selma Nigar Basturk

Selma Nigar Basturk
yazılarım ve fotoğraflarımla görüşmek dileklerimle

6 Kasım 2010 Cumartesi

Cennet ve Cehennem içimizde......

19 ağustos Çarşamba Saat 13:13


ÖNSÖZ

Selma Nigar BAŞTÜRK 1983 Yılında Kütahya Tavşanlı da doğdu çocukluğu babasının çalıştığı Tedaş lojmanın da geçti ,14 yaşına kadar ordan dışarı çıkmadı ,yine Tedaşa ait 60.yıl ışık ilköğretim okulunda ortaöüretimini tamamladı sonra babasının emekliliği ile birlikde 1997 Haziran da Mersin’e yerleşti ,Lise eğitimini Mezitli Çok Programlı lisede Dil bölümünü seçerek tamamladı.Üniversite yi yarıda bıraktı .2007 Yılında Mersin fotoğraf derneğine üye olarak kendini fotoğraf alanında geliştirdi ödüller ve sergilemeler aldı,Sergiler açtı.2000 yılından bu yana bir çok sektörde çalıştı .İlk Okul yıllarından bu yana yazdığı günlükler sayesinde kaleminide geliştirerek kendi çapında küçük düz yazılar yazmaya başladı, ilişkiler üzerine yazmayı seviyor.

-Anı yaşa
-Mutlu olmayı hakediyoruz
-Küçük Mutlu anlar
-Kadınlar ne iste(r-mez)
-ilişkiler bugünler stratejik
-Sevgililer günüm kutlu olsun
-Biraz Cesaret
-Bırakın beni bırakın ki mutlu olayım
-Mutluluk oyunları Züğürt tesellileri
-biten bir ilişkini ardından
-o diyar benim ,bu diyar benim
-Mutlu olmak bir yerinize mi batıyor.
-Ayrılıklar bitmez








CENNET VE CEHENNEM KENDİ İÇİMİZDE……


Sıradan bir iş günü sıcak bir öğle vakti arkadaşlarımla bir şeyler içmiş mağazama geri dönüyordum ilk karşılaşmamızdan yıllar geçmiş olsa da sıradan bir mekanda tekrar yanından geçiyordum tanıdık bir yüz tanıdık bir bakış anlık bir göz göze gelme anı sadece, aslında onu görmekten ve onun da beni fark etmesin den hoş bir zevk duydum,uzun zaman önce etkilediğim ve etkilendiğim ve yine hiç konuşmadığım halde yine karşıma çıkan bu erkeğin bana neden böyle hissettirdiğini düşündüm ve o anın keyfini çıkarttım gelecekten habersiz ...


Sanıyorum 5 yıl önceydi kuzenimin düğününde görmüştüm onu ,gözleri hep üstümdeydi bu hali beni inanılmaz neşelendirmişti 21 yaşımda o dönem aslında hayatımın en güzel dönemi olmalıyken ben cehennemi yaşıyordum çok acı çekiyordum çok canım yanıyordu ama yüzümde bir maske ve sahte bir gülümseme vardı.Karşımda bana bakan gerçekten işde burdayım diyen biri vardı evet bu hoşuma gitti ama sadece orda öylece kalmasını istedim gerisini beklemedim hazır değildim çünkü zamanı değildi .Şimdi düşünüyorumda o üzgün,kırılmış,zayıf küçük kızın karşısına o gün gelseydi bu ilişki bugün ki kadar kaliteli olmazdı.


Aslında o gece onun o derin bakışı ve içten gülümsemesi beni etkilemişti aradan 5 yıl geçti ve yine o ve yine o derin bakışlar ve hissettiğim aynı duygular.Yine sessiz yine onsuzdum,hiç konuşmamıştık ama iletişim sadece sözlerle olmaz bazen başka şeyler konuşur ve bizi bir yerlerde buluşturur.Aynen söylediğim gibi benim de katıldığım bir fotoğraf sergisini gezerken fotoğraflarımı görmüş üstünde de ismimi o fotoğrafların bir gün kendisine armağan edeceğimi bilmeden bakmış.Sonrada benle iletişime geçebilmek için facebook tan arkadaş olarak olarak ekledi bende zevkle onayladım sonra msjlaşmaya başladık ortak noktamız fotoğraftı,bir çekim gezisi ayarladık ama ikimizde amacın fotoğraf olmadığını biliyorduk.


Nedim bir iş seyahatindeydi döndüğü gün ben arkadaşlarımla bir fotoğraf gezisine katılmıştım bütün gün yaz sıcağında gezip fotoğraf çektim.Nedim ise bütün gün beni msj larıyla yalnız bırakmamıştı.O gün seyahatten dönüp işe başladığı gündü akşam eve döndüğümde hem günün yorgunluğu hem de bütün günün tozu pisliği üzerimdeydi,duş bile almadan bilgisayar başına oturdum her gezi dönüşü bunu yapardım bütün pisiliğimle fotoğraflarıma bakmak hoşuma giderdi çünkü.Saat 7 de telefonum çaldı arayan Nedim ‘di günümün nasıl geçtiğini sordu yorucu olduğunu duyunca ‘’bende seni kahve içmeye davet edecektim’’ dedi,bende ‘’büyük bir zevkle hazırlanmamı beklersen olabilir ‘’dedim.Hızlıca duşumu aldım saçlarımı öylece topladım Helenistik dönemden kalma izlenimi veren sandaletlerimi ve üstüne uygun ince keten kırık beyaz elbisemi üstüne de uygun olduğunu düşündüğüm siyah minicik bir hırka giydim harika görünüyor ve harika hissediyordum.Kendimi dinlemiş ,toplanmış, yeniden doğmuş olarak yeni bir ilişkiye hazır olarak o buluşmaya gittim.Sahilde mini bir piknik yapıp sohbet ettik sadece basit ,yalın ama muhteşem bir akşamdı.sonraki gün lunapark da fotoğraf çekmek için sözleştik saat 6 gibi buluştuk limanda gezip biraz fotoğraf çektik sonrasında yemek yiyecektik arkadaşının özel teknesinde süper bir masa muhteşem bir şarap balık ve fondaki müzikler bile benim sevdiklerimden seçilmiş ti tesadüf olsa da hepsi ardı ardına benim için çalıyordu.Kendimi öyle özel hissettim ki rüya gibiydi her şey benim için özel hazırlanmıştı.Günler günleri kovaladı rüya gibi gecen 1 ay bitti tabi aşk da bitti ben işten ayrılmıştım tanışmadan birkaç gün önceydi her gün görüşüyorduk ben bu durumdan endişe etmeye başladım ve aldım başımı anneme takılıp şehir dışına gitmeye karar verdim böylece hem ondan uzak kalacak hem de duygularımı ölçme fırsatı yakalayacaktım.2 günlük bir gezi planını 7 güne çıkardım çok keyif alıyordum ama o arayıp ne zaman döneceğimi soruyordu bende çok keyifli bir tatil yaptığımı ve dönmeyeceğimi söylüyordum.Derken dayanamayıp o beni almaya gelmişti.Onu almak için aşağıya indim oda bende heyecandan titriyorduk kalbimiz yerinden çıkacaktı o gün onun bana benimde ona aşık olduğumuzu fark ettik.Ama ilişkini yürümesi için bu kadarı yetmiyordu başka özverilerde gerekiyordu.Nedim kendi içinde aşamadığı kimseyle paylaşmadığı duyguları ile melankolik yaşamayı tercih etmişti ama diğer tarafı ise ona hayatın devam ettiğini keyifli günler geçirmek adına bu durumu aşması gerektiğini söylese de o bunu bir türlü beceremiyordu.Keyifli görünse de içinde bulunduğu melankoli onu kendi içine çekiyordu.Nedim mükemmel biri değildi bunu kendide hep söylerdi mükemmel olmasa da benimle keyifli,mükemmel ve kaliteli zaman geçirmeyi seviyordu bende onunla olmayı seviyordum 7 günlük ayrılıktan sonra eskisi gibi her gün görüşmeye devam ettik, eskisi kadar heyecanlı olmasam da ilişkimi kurtarmak yok etmemek adına bir çok şeyi yok saydım fedakarlıklar yaptım ve onu mutlu etmeye çalıştım yetmedi tabiî ki artık gitme vaktiydi bu ilişkiden uzun yol arkadaşım demişti ama bu kadar hızlı gidince yolun sonuna hızlı vardık.Çünkü ben kendimi mükemmel hissediyordum Nedimse bu durumdan çok rahatsız oluyordu benim aşırı özgüvenim den arkadaşlarına bile bahsetmiş önceleri bunu mükemmel bir özellik olarak anlatmış’’Hüma’nın özgüveni tavan yapmış’’bundan övgüyle söz ederken bu durum artık onu rahatsız ediyordu ilişkimiz bitmişti çoktan tükenmişti ben zaten en başında bunu bilerek başlamıştım sonraları onun heyecanla kurduğu hayaller ,söylediği cümleler hiç gerçekçi gelmiyordu ama yalan bir dünyadan mutluluk dileniyorduk onunla bu kısa hayattan kısa zamanlar çaldık.İlişkimiz süresince yalnız değildik hiç onun eski sevgilisi Necla sürekli telefonlarıyla onu rahatsız ediyordu beklide etmiyordu ,Nedim beklide bu durumdan gizli bir zevk alıyordu.Çünkü ben bunun böyle olduğunu düşünüyorum zayıf karakterli bir erkek egosunu tatmin ediyordu böylece nasılsa Hüma gitse beni orda her daim bekleyen bir kapı var hissi o kapı ona hep açıktı çünkü Necla onu koşulsuz hastalıklı bir şekilde seviyordu.Nedim ne yaparsa yapsın Necla’nın gözünde aşık olduğu vazgeçemediği erkekti Necla da çok normal sayılmazdı alkolik denecek kadar çok içerdi yaşı da Nedim’den epey küçüktü Nedim Necla’nın duygularıyla oynamaktan hiç çekinmeyerek telefonlara cvp veriyor uzun uza konuşuyordu umut vererek değil ama Necla’nın aşkını körükleyerek yapıyordu bunu onu yalvartmayı iyi biliyordu.Nedim en sonunda tercihini yapmış ve Necla’ya bir şans daha tanımıştı ama benimle ilişkisini bitirmeden yapmıştı,bunu bana olan davranuş biçiminden sezmiştim son 1 hafta ne elimi tutuyor ne beni arıyor nede güzel bir söz söylüyordu ben yinede hiçbir sorun yokmuş gibi davranmayı tercih ediyordum kendimi onunlayken iyileştirmeye çalışıyordum,onunlayken ondan kopmaya çalışıyordum aslında çok zor olmadı bu kadar olay gözümün önünde yaşanırken onu eskisi gibi koşulsuz sevmeye devam edemezdim.Yani güçlü biri yerine kendine zayıf karakterli birini seçmişti.Bana yapacak bir şey kalmamıştı zaten bu benim için beklenmeyen bir durum değildi.Kolay kabullendim.Ama o gece nedense Güçlü olan Hüma gitmiş zayıf Hüma gelmişti.İşte o gece!!!!!!



Denizin iç titreten soğuğuna rağmen ,iskeledeki bankta oturmuş rüzgara kendimi bırakmış ve sanki dünyanın tüm acılarını kucaklamış gibi karanlığın içindeki dalgalara bakıyordum.Yaşananlar hiç gerçekmiş gibi gelmiyordu.Sanki Nedim karanlığın içinden çıkıp gelecek ve beni kucaklayacak gibi hissediyordum.Bakışlarım karanlığa kilitlendikçe bunu imkansızlığını ve Nedimin geri gelmeyeceğini düşündüğümde içimden geçen ürperti bütün vücudumu titretti.Uzun zamandır sakladığım gözyaşları özgürdü artık delirircesine ağladım .
Birden annemin varlığını arzuladım başımı annemin göğsüne gömüp hıçkırıklara boğulmak istedim.Gözyaşlarımdan ıslanmış sırılsıklam olmuş yanaklarımı sildim burnumu çeke çeke en yakın dostumu Aydan ı aradım ….




‘buraya gelmelisin varlığına ihtiyacım var’




Aydan özel bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyordu ara ara ilişkileri oluyordu ama çok uzun sürmüyordu oda her kadın gibi acı çekmiyormuş gibi mutlu görünmeye çalışıyordu sanki hayat onu hiç yaralamıyormuş hiç acı vermiyormuş gibi sürekli gülümseyerek geziyor etrafındaki insanlara pozitif enerjisi ile iyileştirmeye çalışan bir iyilik meleği gibiydi.Aslında onunda çok acı çektiği zamanlar oldu sevgilisi Ahmet onu eski karısına değişmiş ve ona çok acı vermişti.Aydan aslında kendinin farkında olmayan kadınlardan dı uzun boylu,alımlı o incecik beline kadar inen kızıl saçları vardı.Ahmetin onu hiç haketmediğini düşünürdüm.Yaşca ondan büyüktü kısa boylu göbekli emeklilik yaşı gelmiş adamlara beziyordu herşeyi bir kenara bıraktım arkadaşımı mutsuz etmekten başka bir işe yaramıyordu onun varlığı.Eski eşinden bir türlü kopamamış kopmadığı gibide hala gözü başka kadınlardaydı kadınlarında onda,Ahmet de değişik bir çekim vardı herhalde bu kadar kadın onda ne buluyor anlayamıyordum.Aydan o günlerde hiç belli etmese de gözlerindeki hüzün herşeyi anlatıyordu.Aldatılmanın vermiş olduğu bir hiçlik duygusu ve mutluyum mutluyum diye bağırsada mutsuzluğu her halinden belliydi.Şimdi onun yardımına ihtiyacım vardı gelip beni iyileştirmesine ihtiyacım vardı.



Aydan karanlığın içinde göründü yine o rüzgarla uçuşan beyaz incecik elbisesini giymiş aynı bir kurtarıcı melek gibi yanımdaydı.Onun gelmesiyle kendimi onun kollarına bırakıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
-çok kötüyüm gitti beni bırakıp gitti,bana uzun yol arkadaşım demişti,dünyada cenneti yaşıyor gibiydi hani ne oldu cennetimizi cehenneme çevirdi aşk böyle bir şey galiba bazen cenneti yaşatıyor bazen de cehennemi.
-Güçlü olmalısın Hüma sen güçlü bir kızsın hayat Nedimden ibaret değil dünya onun etrafında dönmüyorlütfen kendine gel.
-Güçlü olamıyorum her zaman güçlü olamam bu gece ağlamalıyım ağlayıp her şeyi gözyaşlarımla temizlemeliyim ki tekrar ben olabileyim.





Aydan o gece bende kaldı uzun bir geceydi hem Aydan’ı hem de kendimi çok yormuştum ama uyandığımda yepyeni muhteşem bir gün başlıyordu.Acıları yaşamayı bildiğim kadar kendimi yenilemeyi de çok iyi biliyordum.Ogün gerçektende muhteşem bir gündü bir gün önce yaşadığım hüzün yok olmuş yerine tarif edilemez bir hafiflikle beraber neşe doldurmuştu içimi.
Sanki hiç yaşanmamıştı bu ilişki hiç aşık olmamıştım sadece ben vardım ve beni koşulsuz seven ailem ve arkadaşlarım sadece kendimle ilgilendim bir süre spor yaptım,kitap okudum,yeni müzikler keşfettim,film izledim ,yürüyüşlere çıktım hatta tek başıma içmeye gittim.Onu hiç özlemedim özlemiyorum bunu için kendimi şartlandırmadım söylediğim gibi zaten senaryosunu ilişkinin başında yazmıştım quantum teorisi işe yaramıştı bana kar kalan mutlu gecen 2 ay oldu sadece ve hatıra kalan ağladığım bir gece.




Hayat devam ediyordu kız arkadaşlarım Asiye ve kız kardeşi Deniz ile bir öğlen buluşup şık bir mekanda akşama kadar içip derin mevzular üzerine sohbet ettik,geçmişten filmler izledik birlikte,biraz hüzünlü bir o kadar da keyifli bir öğle sonrasıydı sarhoş olduğumuzu hissettiğimizde artık çok geçti 2 şer bardak buzlu su ve üstüne acı türk kahvesi istedik azda olsa kendimize gelip soluğu bir restoranda aldık üstüne de bir şeyler yedik artık ayılmıştık…



HAYAT DEVAM EDİYOR…….

0 yorum:

Yorum Gönder